3 Haziran 2010 Perşembe

MANGALA OYUNU’NUN TARİHÇESİ:





Mangala Türk zeka ve strateji oyunu ile ilgili tarihi araştırmalar oyunun Sakalar, Hunlar ve Göktürkler döneminde oynandığını göstermektedir. Günümüzde pek çok Türk halkında unutulan bu oyun, konargöçer bozkır hayatını son yüzyıllara kadar devam ettiren Kazak, Kırgız, Türkmen ve Altay gibi bazı Türk halkları arasında günümüze kadar gelmiştir.
Türkler yerleşik hayata geçip şehirlerde yaşamaya başladıktan sonra da bu oyunu oynamaya devam etmişlerdir. Nitekim Karahanlılar, Selçuklular ve nihayet Osmanlıların da Mangala adıyla oyunu devam ettirdiğini görüyoruz. Bunu XVI. yüzyıla ait Osmanlı minyatürlerinden de izlemek mümkündür.

1.MİNYATÜR:1582 yılında Nakkaş Osman ve ekibi tarafından çizilmiş Surname-i Hümayun adlı eserde, Şehzade Mehmet’in sünnet düğününde İstanbul’da Osmanlı esnaf alayının tasvir edildiği minyatürdür. Aslı 367a numaralı kayıtla Topkapı Sarayı Müzesi’ndedir

2.MİNYATÜR:16. yy. Osmanlı kahvehaneleri ile ilgili en eski görsel kaynak 16. yüzyılın sonunda İstanbul’da yapılmış suluboya bir resimdir. Resmin orijinali Dublin'de Chester Beatty Kitaplığı'nda, 439 numaralı kaynakta bulunmaktadır. Resimde Mangala oynayanlar görülmektedir

Dünyada Coffeehouse kültürünün temelleri 1554 yılında İstanbul’da atılmış, İstanbul’dan sonra Avrupa’da Coffee kültürünün izleri 1650 yılından itibaren görülmeye başlanmıştır. Günümüzde bu güçlü temellerin atıldığı döneme ait, kahve kültürünü yansıtan tümü İstanbul’da resmedilen sadece iki adet görsel kaynak bulunmaktadır. İki görsel kaynaktada bulunan, oyunlardan birisi Mangala oyunudur .

Diğer yandan Mangala tarih boyunca hiç bir şekilde kumar amaçlı olarak para karşılığında oynanmamıştır. Ülkemize gelen yabancı seyyahlar Türklerin bu oyunu parayla oynamadığından, saatlerce hiç tartışmadan zevkle bu oyunu oynadıklarından seyahatnamelerinde bahsetmişlerdir. 1610 yılında İngiliz Seyyah George Sandys “Mangala ‘nın ne zenginler ne de fakirler tarafından parayla oynanması tercih edilen oyunlardan değildi. Bu sebeple aralarında tartışma da çıkmazdı” demektedir. Konuyla ilgili Sayın Gülgün ÜÇEL’in, Avrupalı seyyahların gözünden Osmanlı Dünyası ve insanları (1530-1699), adlı eserinden faydalanılabilir.

Prof Dr. Metin And’ın Hindistan’da katıldığı 10. Uluslararası Antropoloji Kongresinde Oyun Antropolojisi kurulunda Mangala üzerine bir bildiri okuyan ve Kenya’dan üniversite öğretim üyesi Philip Townshend, Türkiye’de oyunun yaşadığını hele bir türünün Afrika’dakilere benzediğini öğrenince bunun şimdi çok şeyi değiştirebileceğini söylemiştir. Çünkü bu konuda yıllardır çalışırken geliştirdiği kurama göre oyun, Doğu Afrika’dan büyük olasılıkla Habeşistan’dan çıkmış, buradan özellikle esir ticareti ile başka yerlere yayılmıştır. Ancak Türkiye’deki türlerini öğrendikten sonra oyunun Asya kökenli olabileceğini ifade etmiştir.
Araştırmacı Philip Townshend’e göre bir toplumda, insanlarda en çok beğenilen ve örnek alınan niteliklerden şu yedisi Mangala oyunuyla ilgilidir:

1- Kurnazlık: Oyunun stratejisini planlamak ve oyun kurallarını kendi çıkarları doğrultusunda kullanabilmek.
2- Uyanıklık: Karşısındakinin kurnazlığına karşı savunma ve önlem.
3- Önceden görme: Hazırladığı oyun manevrasına karşı rakibinin tepkisini kestirebilme yeteneği.
4- Esneklik: Beklenmedik durumlarda hemen tepki gösterebilme yeteneği.
5- Direnme: Tüm şaşırtmalara karşın, kendi planını sonuna dek sürdürebilme yeteneği.
6- Sağgörü: Oyunda rakibinden plan ve gücünü gizleyebilme yeteneği.
7- Bellek: Hasmının sağgörüsüne karşın, onun durumunu ve gücünü ne denli saklarsa saklasın kestirebilme yeteneği.

Mangala’nın çağdaşı olduğu diğer oyunlardan farkı , dağdaki çobandan, 70 yaşında ki bilgine, İstanbul’da sarayda ki hanım sultandan 6 yaşında ki çocuğa kadar her yaştan ve kültürden insanın oynayabilmesidir.